mekan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mekan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bebek'te yeni bir mekan: PASTEL

Ben Londra'nin restoranlarini, barlarini, bes cayi kahvesi icilecek mekanlarini, semtlerini kesfe dalmisken Bebek'te yepyeni bir kafe acilmis. Adi PASTEL.


Pastel'deki pastalar kekler, biraz Fransiz cafe restoran zinciri Paul'u, biraz da Ingiliz Harrods'i andiriyor. Iceriye girer girmez Paul'deki taze hamur ve ekmek kokusu ile Harrods'taki renkli ve cikolatali pastalarin goruntuleri zihnimde harmanlaniyor.


Mekan alisilagelmis sasali, agir dekorasyonlu kafelerden degil, aksine cok sade ve ismi gibi pastel tonlarda dekore edilmis, dekorasyon degil lezzet on planda. 


Servis mutlaka keten ve kagit pecete ile birlikte yapiliyor. Birazdan elinde porselen demlik, kolunda havlu ile cayinizi tazelemek isteyen beyaz eldivenli garson gelecek saniyorsunuz. 

Tuvalette bes yildizli otellerdeki gibi keten havlu var. Sik sivi sabunlar, el kremleri..

Pastel'in mutfagindan vitrinine, ic dekorasyonundan menusune bu sahane lezzetleri ve ambiansi ortaya cikaran isim sef Yasemin Aral. New York French Culinary’de okuyan Aral, Londra’daki Claridge’s ve Harrod’s ile Istanbul Four Seasons gibi lezzet ve kaliteyi el ustunde tutan yerlerde çalışmış. 


Havalar yeniden isinmaya baslamisken Bebek'te alternatif mekan ariyorsaniz Pastel'in kruvasan, muffin, paninilerinden deneyip taze cekilmis kahvesinin tadina bakin derim. 


Kahvalti etmek isterseniz bu sakin, sirin ve sicak mekan Bebek ve Rumelihisari seridindeki ideal mekanlardan. 



Otlu peynirli simit ve Fransiz usulu kasar peynirli salamli kruvasani cok leziz. 



Pastalardan hangisi mi? Yerinizde olsam cikolatalilardan birini denerdim ama Pastel'in Mont Blanc'i ve Limonlu Opera'si en cok tercih edilen tatlilardan.



Simdiden afiyet olsun :)

Hulya Meral

DÖRT MEVSİM ÇITIR ÇITIR BALIK: DİCLE FIRAT



Siz de balık yemeye çıkıp cüzdanı boşalarak mekandan ayrılanlardan mısınız?
Dört bir tarafı deniz İstanbul’da şüphesiz deniz ürünü yiyecek binlerce nokta, manzara izleyecek sınırsız alan var. Koca şehirde taze ve güvenilir deniz ürünü tatmak, balığın piştiği yağa, tavasına, sosuna güvenerek yiyebilmek  için hep alıştığımız ve bildiğimiz mekanlara gittiğimiz aşikar.
 

 Ben bu sefer bir değişiklik yapıp Kartal sahilde  günde ortalama 400 kişi ağırlayan  (bencilce gelecek ama çok da bilinmesini istemediğimJ) Dicle- Fırat’a gittim. Sahilde sıra sıra dizilmiş balıkçıların arasından girip deniz tarafına yürüdüğünüzde aradan bir vahaya açılıyor Dicle Fırat.
Ne salaş ne çok lüks. Deniz hemen yanıbaşınızda. Biraz ilerde tekneler ve balık tutmaya gelenler. Bir amca oltayı bir türlü denk getirip atamıyor. Yarım saat süren sabrını ilgiyle izliyorum.
 
 
Servis hızlı. Çalışanlar tertemiz. Mutfakta çalışanların ellerinde mutlaka eldiven var. Yediğiniz her şey el değmeden hazırlanıyor. (Kadın müşteri olunca böyle ayrıntılara dikkat ediyoruz..:) )
 
Önce açgözlülük edip birer porsiyon midye tava istiyoruz. Genelde şişe geçirilmiş kuş kadar midye yemeye alışkın gözlerimiz top top büyük midyeleri görünce zaten doyuyor. Midye bu kadarsa ana yemek hangi büyüklükte gelir acaba diye düşünürken nerdeyse menüdeki her balıktan söylüyoruz. Gidecekseniz tavsiyem çok çeşit ama yarımşar porsiyon olsun. Porsiyonları hem gözlerinizi hem midenizi şenlendiriyor çünkü.
 
Ortaya kocaman bir kayıkla roka salatası istiyoruz. İsterseniz çoban salatası ile harmanlayabiliyorlar. 
Midyelerden sonra ortaya tereyağlı karides güveç geliyor.

Tereyağını abartmışlar evet haklısınız:)

Dikkat, hemen ekmek banmamak gerekiyor, diliniz yanabilir..Karides havada uçarken deniz levreği ve sezonu açan hamsi tava geliyor. Levrek o kadar büyük ki bitirirsem diğerlerine yer kalmayacak, çözümü yarım bırakmakta buluyorum. Yanımdaki Su Ürünleri Mühendisi arkadaşım yediğim levreğin 2 senede büyüdüğünü söyleyerek özellikle balığın yanaklarını yemem gerektiğini salık veriyor.



En son istavrit tava ile finali yapıp balığa doymuş ve mutlu suratlarla, üstüne tatlı olarak ne yesek diye düşünürken irmik helvası ve sıcak helva seçenekleri arasından ikincisini tercih ediyoruz.
Sıcak Helva

Helvanın üzeri mekanın yoğunluğundan olsa gerek hafif yanmış. Üstteki tabakayı kaldırıp alttaki lezzete odaklanıyoruz, yanına hemen çaylarımız geliyor.
 
Mekandan ayrılırken o kadar küçük bir rakam ödüyoruz ki rakam doğru mu diye ikinci kez bakıyorum. Bu restoranın tek dezavantajı alkol servisi olmaması ama manzaraya ve yediğiniz gözü de gönlü de doyuran tabaklara değer. Avucumun içi kadar hamsi yiyip kalkan yemişim gibi hesap ödediğim, cüzdanımı boşaltan (!) restoranlardan sonra burası benim için bulunmaz bir vaha..
Canınız sıcacık ve taptaze balık mı çekti. Hadi atlayın arabaya, kırın direksiyonu Kartal’a.
Afiyet olsun..





Hülya Meral

Soru, görüş ve yorumlarınız için lütfen bana yazın..

hulya_meral@hotmail.com
twitter.com/hulyameral
Facebook: Hülya'nın Valizi

 
 

KALAMIŞ'TA BİR 'TATLI HUZUR'


 
Bir arkadaşımın anlata anlata bitiremediği lezzetleri denemek ve mekanı test etmek için soluğu Tatlı Huzur’da aldım. Kendisiyle gidemedim ama bundan sonra nasılsa sık sık bu mekandayım, her daim uğrak noktam olacak.


 
Tatlı Huzur'un lokasyonu oldukça kolay. Bağdat Caddesi Kadıköy yönünden gelirken Fenerbahçe Marina’ya sapmadan biraz daha düz ilerlediğinizde sağda Yelken Sokak’ın başında çıkıyor karşınıza. Yol Kalamış Marina’ya iniyor. İsterseniz arabayı sahile park edip 50 metre yürüyerek de ulaşabilirsiniz.
 
 
 
 
Adı kadar huzurlu, minimalist zevkle dekore edilmiş, oturdukça daha çok zaman geçirmek isteyeceğiniz, gülenyüzlü bir mekan.
 
 
 
Bir kere her yer bembeyaz ve gözü yormayan pastel pembe, mavi, yeşil tonlarında ve bazı noktalarda ahşap masa, koltuk ve aksesuarlar kullanılmış. Hani o kadar ki masaya bal döktüğünüzde ya da lavabosunda elinizi kurularken yere su sıçrattığınızda silme ihtiyacı hissedeceğiniz bir havası var.
 
 
 
Yeni servis açarken masanızı sildiklerinde bile içinize bahar havası çekiyor gibi hissediyorsunuz, mis gibi kokuyor. Ben bu koltuğu, fincanı, tabağı çok beğendim derseniz aynısından satın almanız da mümkün.

Benim için haftasonları ve kahvaltı çok önemli. İşyerinde hızlı tükettiğimiz, alışılageldik lezzetlerden uzak, zamana yayılan ve keyfe dönüşmüş kahvaltıları seviyorum. Bu sebeple Tatlı Huzur’un pastalarından ve çokça dillendirilen hamurişlerinden önce kahvaltısını denemek istedim. Daha doğrusu brunch’ını demeliyim çünkü bu mekanda kahvaltı 10.30-11.00 gibi başlıyor. İsterseniz erken gidip gazeteleri karıştırırken veya kitabınızı okurken  Amy Winehouse, Adele, Yasmin Levy’nin soft şarkıları da size eşlik edebiliyor.
 
 
 
Kahvaltıda yenebilecek her şey burada da mevcut. Farklı olan, size kendinizi evinizdeymiş gibi hissettirmeleri ve her noktanın tatlı ve sevimli detaylarla, belli bir estetikle donatılmış olması. Unutmadan çay sınırsız. Çaylar çok şık olduğunu düşündüğüm victorian tarz fincanlarda geliyor.
 
 

İtiraf ediyorum en çok fırından yeni çıkmış dereotlu poğaçasına bayıldım. Şimdiye kadar yediğim en güzel dereotlu hamurişiydi. Kimi pastane dengeyi tutturamaz, bu tam istediğim gibiydi.
 
 

Brunch’ı biraz abarttık. Baya baya öğleden sonra oldu. Tatlı Huzur’u taaa Ankaralardan görmeye gelen 2 ayrı aile de vardı. Arka masamızdaki Yağız’ın ‘ah arı, ben tatlıyım ya sokabilir şimdi beni’ cümleleriyle tanıdık kendisiniJ Annesi (sanıyorum twitterdan duymuş Tatlı Huzur’u) ve babasıyla gelmişti.
 
 

Türk kahvesi olmadan şurdan şuraya gitmem diyenlerdenseniz buyrun buradan..Fincanların ve sunumun narinliğine bakın.
 


Ve arkasından ‘Tatlı Huzur’a gelip de tatlı bir şey yemeden gitmek olmaz’ diyerek ikram edilen çilekli tartoletlerimiz..
 
 

Tatlı Huzur’dan bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan şarkısını mırıldanarak çıkıyoruz.
 
Hatırlatmakta fayda var. Mekan 2012 Haziran’ında açılmış. Dil, felsefe, tiyatro ve tarih ile ilgili sohbet tadında pek çok eğitim olacakmış. Zaman zaman da kitap okuma günleri düzenliyorlar. Doğumgünü kutlamak için veya anneler-babalar günü için de ideal bir mekan. Ayrıntılar için tatlihuzur.com adresinden faydalanabilirsiniz.

Şimdiden bol keyifler…
 

Yazı ve Fotoğraflar: Hülya Meral


Soru, görüş ve yorumlarınız için lütfen bana yazın..




hulya_meral@hotmail.com

twitter.com/hulyameral
Facebook: Hülya'nın Valizi
 


 

 

 

 

CENNETE GÖNÜLLÜ SÜRGÜN: AŞK

Hindistan’nın Yamuna Nehri’nin kıyısından zamanın yolcularına seslenen, duyanların kolay kolay unutamadığı bir öykü vardır.


Bir isyanı bastırmak için ordularıyla ülke dışına çıkan Babür İmparatorluğu'nun 5. imparatoru Şahcihan’a (1593- 1666) karısı Mümtaz Banu Begüm (diğer adıyla Mümtaz Mahal) de eşlik eder ancak isyan sırasında 14. çocuğunu dünyaya getirirken vefat eder. (Hindistan’da çocuk doğururken ölen kadınların kutsal olduğuna inanılır.)



Mümtaz Mahal’e 16 yaşındayken aşık olmuş ve evlenmek için 5 yıl beklemiş Şahcihan sevgilinin gidişiyle yıkılır. Mümtaz Mahal, Sultan’ın gözünün feridir. O gidince gözlerinden fer, dizlerinden derman çekilir.


Eşinin ölümünü takip eden sekiz gün boyunca yemeden, içmeden kesilir, dokuzuncu gün dairesinin kapısını açıp dışarı çıktığı zaman saçlarının bembeyaz olduğu, iyice çöktüğü görülür. Uzun süre hüzün saraylarında beslenir Şahcihan’ın gözyaşları..



Sevgilinin ani gidişi Sultan’ı o kadar kederlendirir ki, ölmeden önce eşine kendisini sonsuza kadar hatırlatacak bir eser yaptırmasını vasiyet eden Aşk’ı için dünyanın en güzel mimarî eseri olan, ikinci bir örnek göstermekte zorlanacağımız, aşkın mabedinin, Tac Mahal’in yapılması için harekete geçer.

Şahcihan’ın gönlündeki sevginin büyüklüğünü sonsuzluğa kavuşturan cennet saraylarından bir saraydır Tac Mahal. Bu sebeple hiçbir masraftan kaçmaz, imparatorluğun malvarlığının büyük bir bölümünü bu eşi benzeri olmayan eser ve sevgilisinin hatırası uğruna harcar.


Şah o zamanki başkente adını veren Agra’daki kalenin neresinden bakılırsa bakılsın görülebilecek bu devasa eser için dünyanın her yerinden mimarlar çağırır, projeler ister. İstanbul'dan gelen mimarların projesine gönlü yatar ve aşk sarayı, Kuran’da tarif edilen cennete uygun olarak İbni Arabi’nin sırlar geometrisinin etkisi altında tasarlanarak 22 yılda tamamlanır. Etrafındaki dört nehir, içinden süt, şarap, su ve bal akan dört cennet ırmağını simgeler.

Zümrüt, yakut, pırlanta işlenmiş duvarlar

Yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılır. Yasin suresinin tamamı anıtın dört yanına nakış nakış işlenir.
Beyaz mermerden dört minareye sahip yapıda, günde yirmi bin işçi çalışır. Yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü duvarlarına 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci, büyük bir özenle, beyaz mermere oyulan çiçek ve demet gibi desenlerin içine yerleştirilir.
Böylelikle saray güneşin geldiği açıya göre değişen pembe sarı, açık leylak, krem gibi renklere bürünür, dolunaylı gecelerde bile aydan daha parlak görünür ve o günden beri yıldızlar yağar üstüne..

Ana girişinde yazılı ayet: “ Gir Cennetime”

Her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan Tac Mahal, girişindeki “gir cennetime” ayetiyle karşılar konuklarını. Mümtaz Mahal’in beş asırdır uyuduğu dev anıt mezar bugün “sonsuz aşk”ın simgesi, dünyanın en güzel “aşk türbesi”.



Kuşkusuz ‘başlangıç’ta da aşk vardı, biraz anlam ve şekil değiştirse de yaşadığımız yüzyılda da var. Bazen diğer yarım deriz, bazen ruh eşim. Her ne şekilde isimlendiriyor olursak olalım aşk, “en” olanı arar. Bir uçurumun ucu kadar en. Sayısızın içindeki sayıyı, tek olanı arar. Herhangi bir teki değil; niceliğin içindeki niteliği; belirsizlik içindeki belirlenmiş olanı arar. Şayet bulmuşsak onu, ne kadar şanslı olduğumuzu bize her daim hissettirendir aşk..


Cennete gönüllü sürgündür bir bakıma. Dibe indiğinde bile yüzeyde kalan herşeydir. Asırlardır tüm asaletiyle bestecilere, şairlere, yazarlara ilham olandır aşk, dizelerden, bestelerden, satırlardan en özenli, en lütufkar şekilleriyle dökülendir..


Aşk unutmamaktır. Hatırlamak ve hatırlatmaktır sevdiğini yıllar geçse de. Ömrü saatlere sıkışmış kelebek telaşıyla ordan oraya koşuşturarak yaşarken, bu yıl siz de unutmayın, hatırlayın sevginizi, sevgilinizi..Kendinize Şahcihan kadar olmasa da unutulmayacak bir aşk sarayı inşa edin gönlünüzde.


Her yıl 14 Şubat’ta kutlanan Sevgililer Günü bu yıl Pazartesi gününe denk geliyor. Sevgililer ve sevgilerini tazelemek isteyenler için haftaiçi gidilebilecek İstanbul’daki alternatif mekanların yanısıra haftasonu kutlamayı düşünenler için de İstanbul çevresindeki romantik mekan ve etkinlikleri sizler için derledim. Hepinize aşk dolu, sevgi dolu bir yıl dilerim.

KARTEPE


Karın bütün güzelliğini sergilediği 1700 metre zirvede, gündüz sevgilinizle kayak yapmak, karlar üzerinde koşuşturmak ve eğlenmek, akşam da başbaşa, şömine karşısında şarabınızı yudumlamak ve aşkınızı yaşamak istiyorsanız Kocaeli Maşukiye'deki The Green Park Resort Kartepe sevgililer günü için güzel bir seçenek.

ABANT

Büyük Abant Oteli Cumartesi günü 2011’e özel ‘Sevgililer Günü Galası’ düzenliyor. Gala yemeği öncesinde keman eşliğinde sevgililer günü kokteyli ile başlayacak gecede Murat Başaran sahne alacak. Göl ve orman manzaralı oda seçeneği sunan otelin çevresinde sabah kahvaltısından sonra karda yürümek keyifli olacaktır.


ŞİLE


İstanbul’a 45 dk. mesafedeki Şile, doğayla kısa ve zahmetsiz buluşmak isteyenler için değerlendirilebilecek bir alternatif. Özellikle Ömerli ve Darlık barajları arasında yer alan, meşe, kayın ve çam ormanları ile çevrili Ulupelit köyündeki Lavanda Otel, her detayı düşünülerek hazırlanmış şömineli özel odaları ve şef Emre Şen’in hazırladığı romantik akşam yemeği ile bu yıl ağırlayacağı misafirlerini bekliyor.
Taş duvarları ve kış bahçesiyle sizi büyüleyecek masal gibi bir sevgililer günü için Lavanda Otel’i atlamayın.


SAPANCA

İstanbul’a bir saat mesafedeki Güral Sapanca Welness, Osmanlı’dan günümüze gelen tarihi ‘bal masajı’ uygulamasıyla ünlü. Hem huzurlu, sakin, romantik bir sevgililer günü hem de masaj, spa, welness hizmetleriyle sağlıklı bir haftasonu geçirmek istiyorum diyenler için oldukça şık bir program olabilir.


Oldukça zengin mutfağı ile Sevgililer Günü’ne özel gala yemeği ve sabaha kadar eğlenebileceğiniz bar ve bistrosuyla hizmet veren otelde sabah ormanlık alanda yürüyüş yapabilir, bol bol oksijen depolayabilirsiniz.
Kartepe Kayak Merkezi’ne her gün ücretsiz servis hizmeti sunulan otelin ‘buz pateni’ pisti de bulunuyor.

AĞVA

İstanbul'un en güzel köşelerinden biri olan Ağva’yı hâlâ gitmediyseniz Sevgililer Günü sizin için güzel bir bahane olacak. Ağva İstanbul'un yoğunluğundan kaçarak, sessiz sakin bir gün geçirip, aşkınızı tazelemek için dört mevsim gidilebilecek cennet mekanlardan.
Çevredeki otellerin çoğu aile işletmesi ve müdavimleriyle adeta aile gibi olmuşlar.

Greenline Guest House Hotel Şile–Ağva arasındaki dağ yolunu takip ettiğinizde Ağva girişinde bulunan şirin bir otel. Geniş bir bahçesi var, şöminesi bulunan kapalı restoran ve iskele restoranından oluşuyor.
Bir diğer seçenek Paradise Pansiyon & Bar Restaurant. Göksu Deresi kenarındaki mekanda, orman ve denizin kucaklaştığı nehir manzaralı restoranın yanıbaşında huzurun tadını çıkarabilirsiniz.

Keyfine düşkün aşıkların en mutlu olacakları yerlerden biri de Tranquilla Nehir Evi. İsviçre dağ evlerine benzeyen ahşap evler, ördeklerin gezindiği huzurlu bahçe, hamak ve salıncak keyfi istiyorsanız bu pastoral manzarayı kaçırmayın. Akşamları nehrin üstündeki salla karşıya geçen ışıklarla süslenmiş salı gidip gelirken seyretmek ise ayrı bir zevk.
BEYKOZ

Saklıköy Country Club şehirden uzaklaşmak için fazla vaktiniz yoksa İstanbul il sınırları içerisinde ama atmosfer olarak binlerce kilometre uzaklıkta hissi veren doğa aşığı çiftler için düzenlenmiş bir konsepte sahip.
Organik ürünlerden oluşan yemeklerini ve özellikle zeytinli ekmeği denemenizi salık veriyorlar.

SİLİVRİ


İstanbul’a en yakın romantik adreslerinden biri de Klassis Resort Hotel. Sevgililer Günü’nü Cumartesi kutlayacak otelde pop sanatçısı Altay sahne alacak. Gün içersinde her anı dopdolu yaşamak ve güne özel menüsü ile kadeh kaldırmak isteyenler için tüm detaylar düşünülmüş. Bu çok özel gecenin sabahında, sevgilileri denize karşı brunch keyfi bekliyor.


POLONEZKÖY

Sevgililer Günü’nü şehrin sıkıcı atmosferinden sıyrılıp Polonezköy’de modernize edilmiş köy havasında, şömine başında, şarap ve hoş bir yemek eşliğinde geçirmek istiyorum diyenler! Doğayla başbaşa, romantik bir gece ve arkasından canlı müzik için Legend Otel tercih edilir bir alternatif.
Yemeklerde “dalından tabağa” konseptini işleyen otelin kış bahçesinde organik mutfağından lezzetlerin sunulduğu sabah kahvaltısının keyfini çıkarıp ardından SPA, Welness, ATV turu hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.

Polonezköy’de bir başka mekan da Polka Country Hotel. İstanbul’un yanıbaşında İstanbul’a hiç benzemeyen bir yer. Küçük bir Orta Avrupa kır oteli gibi. Polka usulü sarma bonfilesi, kestaneli pastası, şekerli ve şekersiz vişne likörü meşhur.

Polonya yemeklerinin tadına bakmak, ponçki tatlısı, lahanalı mantarlı börek proşki ve peynir köftesini denemek, değişik şarap türlerinin yanısıra wisniak denen ceviz likörü ve evyapımı likörleri şömine başında yudumlamak isteyenler için güzel bir seçenek. Kahvaltıda ev yapımı reçelleri, özel polka poğaçasını tatmanızı öneririm. Kahvaltı sonrası kolay bir parkura sahip ormanda yürüyüşe çıkabilirsiniz.

KARTALKAYA

Türkiye'nin popüler kayak merkezlerinden olan DorukKaya Ski&Mountain Resort, çam ormanları arasında, sonsuz beyazlığın ortasında renkli, çılgın eğlenceler ve sınırsız heyecanlar sunan bir diğer seçenek.
Bolu Kartalkaya'daki konumu itibariyle İstanbul 'dan kısa sürede ve kolaylıkla ulaşıma olanak veren otelde hoş vakit geçirebilir, kayak sonrası havuz ve spa keyfi yapabilirsiniz. Dorukkaya'nın parlayan mekanı Chocolate Apres Ski 12-13 Şubat’ta DJ'ler eşliğinde muhteşem bir parti düzenleyecek.

Şehirden uzaklaşamayan ancak özel bir gece yaşamak isteyenlere İstanbul’dan alternatifler..
Sürmeli Otel

Akordion ve keman eşliğinde şampanya, şarap servisi, odaya 4 ayrı lezzetten oluşan afrodizyak menü, romantik bir akşam yemeği, çikolata,1 şişe şarap, egzotik meyveler, gül demetleri, dileyenlere DVD çalarda unutulmaz aşk filmleri, odada kahvaltı gibi seçenekler Sürmeli Otel’de.
Frederic’s Akaretler


Efsanevi ”Steak&Lobster” restaurantı Frederic’s özel menüsü ile Sevgililer Günü’nün romantik ortamında aşkınıza ortak olacak. Bu unutulmaz gün için özel olarak hazırlanan seçkin menüde 'Ballı ve Kuşkonmazlı, 6 Baharatlı Mousse'tan ‘İstiridye ve Kırmızı Meyveli Vinaigrette’e, ‘Kızıl Körili Istakoz ve Çikolatalı Meksika Biberi Izgarası’ndan ‘Acı Çikolata ve Yaseminli Güllü Macaron’a kadar başka yerde bulamayacağınız lezzetler aşkınıza eşlik edecek.


Portofino Stage

Usta şeflerin özel malzemeler kullanarak hazırladığı Akdeniz Mutfağı’nın birbirinden lezzetli yemeklerine ev sahipliği yapan Portofino Stage sevgililer gününe özel mönüsü ile göz dolduruyor.
Her Cumartesi olduğu gibi bu özel gecede de en güzel aşk şarkıları, Ferdi Özbeğen’in sesiyle aşkınıza edebilir. Geçmişin en güzel nostaljik parçalarını seslendirecek Ferdi Özbeğen ile doyumsuz bir akşam yaşamak ve romantik bir gece geçirmek için Portofino Stage'in bulunduğu Lares Park Hotel'de olmanız yeterli. Konaklamak isteyenler için ise Sevgililer Günü'ne özel açık büfe kahvaltı sunuluyor.

Lush Hotel

105 yıllık geçmişindeki ruhu ve dokusu tamamen korunarak, yeniden hayata döndürülen Lush Hotel, şehrin göbeğinde de keyifli zamanların geçirilebileceğini ispatlarcasına özgün, huzurlu ve keyifli bir akşam vaat ediyor. İstanbul’un tüm renklerini, içinde barındıran, Beyoğlu’na karakterini veren Sıraselviler Caddesi’nde, 12 numarada hizmet veren otelde, canlı müzik eşliğinde Sevgililer Günü yemeği, odaya şampanya ve çikolata tabağı, çift kişilik çikolata masajı, odada romantik karşılama gibi özgün seçenekler karşımıza çıkıyor.

Mia Mensa


Boğazın büyüleyici manzarası eşliğinde geçirebileceğiniz başka bir seçenek de Mia Mensa. Zengin menüsü ve şık dekorasyonuyla dikkat çeken restoran, Sevgililer Günü’nde çiftlere romantik bir akşam yemeği sunmaya hazırlanıyor.
İtalyan ağırlıklı menüsünde yer alan lezzetleri sevgililerin beğenisine sunan Mia Mensa Kuruçeşme’de.

Faces

Sevgililer gününe özel mönüsü ve mum ışığı ile aydınlatılmış romantik atmosferiyle Faces, sevgililere unutamayacakları bir gece hazırlıyor.
Mekanda gece boyunca DJ Ercan Erbaş en iyi aşk şarkılarını sizler için çalacak. Saat 04.00 kadar açık olan Faces’ta sevgilinizle sabaha kadar dans edebilirsiniz.
Derleyen: Hülya Meral

NARÇEKİRDEKLERİ ile yeni bir başlangıç






Sevgili dostlar,

Uzun zamandır oluşturmayı planladığım, gezmeyi, eğlenmeyi, keşfetmeyi ve paylaşmayı sevenlerin buluşma noktası olacağını umduğum narçekirdekleri ile aklınıza gelebilecek pekçok şeyi bu ortamda toparlamayı umud ediyorum.
Seyahatten, spora, kültür sanattan güncel olaylara, modadan, teknolojiye, internete kadar aradığınız pek çok şey bu blogta uzunca zamanlar geçirmenize olanak sağlayacak. Sağlam fikrim var diyenleri, bunu ıskalama sakın diyeceğiniz konuları, (yediğiniz içtiğiniz sizin olsun) gezdiğiniz ülkeleri, şehirleri, keşfettiğiniz eğlence mekanlarını, restaurantları, modadaki son trendleri siz de benimle paylaşmayı unutmayın. Gelin birlikte narçekirdekleri gibi paylaştıkça çoğalalım.

Hülya Meral