Royal Albert Hall'da Sezen Aksu ile

Aylar oncesinden baslayan ikna cabalari, son ana kadar direnmem ve en sonunda Ingiltere'nin Manchester, Reading, Cambridge gibi sehirlerinden sirf Sezen Aksu'yu dinlemek icin kilometrelerce yol gelen arkadaslarimin son dakika israrlari sonucu konserdeyim.


Mekan, dunyaca unlu sanatcilarin konser verdigi, mukemmel akustigiyle ve tarihi onemiyle bilinen Royal Albert Hall. Londra'da agirladigimiz Sezen Aksu, mekanda daha once sarkilarini seslendiren Zeki Muren'den yillar yillar sonra konser veren ikinci isim. 




Tahmin edeceginiz gibi sahane bir konserdi. Konuklar bayagi hasret cekmisler belli ki Sezen'e eslik edeyim derken sarki soylemesine firsat birakmadilar (nerdeyse). Bazi duygusal sarkilar Sezen'in 'ya ben soyliycem ya, sus, susun' diye sakaci tavirlariyla bolunse de gectigimiz yil dilden dusmeyen Hakim Bey sarkisi, Tarkan'in yeniden yorumladigi, bir ara her sabah kalktigimda dinledigim Firuze, Ferzan Ozpetek yonetmenligindeki Serseri Mayinlar filminin son sahnesinde Sezen'in seslendirdigi Kutlama ve Sen Aglama'dan Geri Don'e, Unutuldum'dan Deger mi Hic'e, Rakkas'a tum salon hep bir agizdan soyledik durduk. 


Bir ara piyanonun basindan kalkan sevgili Fahir Atakoglu, 'her ayrilik bir vurgun degmeyin yaslarima' calarken Sezenle salsa yapmaya basladi.



Gelenek oldugu uzere konser arasinda vokalisti Nurcan, hos bir sarkiyla sahnede kisa sure kaldi.




Konserin sonunda Minik Serce'nin soyledigi gibi yillarca sarkilarla birbirimize el verdik, birbirimizin sirtini sivazladik..Iste tam da bu yuzden, keyifli  ve nitelikli vakit gecirmek istiyorsaniz benim gibi inatci olmayin, nerede bir Sezen Aksu konseri duysaniz, firsatiniz varsa gidin, kacirmayin :))




Hulya Meral
Londra

Londra'da Sweet November !

Sonbahar, yesilden sariya donen yapraklar, huzun, kis mevsimine hazirlik. Birbirinden farkli anlari ve duygulari yasatiyor bu serseri mevsim bize. 


Bir yagmurdan sirilsiklam oluyoruz,nbir ruzgar esince icimiz urperiyor. Gunes soyle bir goz kirpip kaciyor, adeta bizle kafa buluyor.


Yine en guzel olmasa da en tatli mevsim sonbahar..


Her sehrin her kara parcasinin oldugu gibi Londa'nin da bir sonbahar gunlugu var. 
Yine yolum sehrin icindeki vahalardan St. James's Park'a dustu. Koskoca yazin yarisi bu parkta gecmisti. (yarim saat boslukta bile kolaylikla gelinebilir bir noktada) 



Hava hafif isiriyor ama cantamizda semsiye, eldiven, sal bilimum techizatla hazir gelmisiz :))


Yaza oranla turist sayisi bir hayli azalmis, sanki bu haliyle daha duru..


Yesilden sariya kizila donen bu mevsimde Londra'da bulunma firsatiniz varsa St. James's Park'a ugramadan donmeyin. Hatta parkin sonundaki Buckingham Sarayi'na da ugrayin. Kralice ELizabeth'in yasadigi bu sasali saray kralice sarayda olmadigi zamanlar ziyarete acik oluyor.