manhattan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
manhattan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

New York Sokaklarinda Bir Golem ve Cin

Elinizde bir büyü kitabi olsaydi ve onunla dunyadaki herseyi degistirebilme, her nesne ve oznenin kaderini istediginiz yone saptirabilme gucunuz olsaydi bunu kullanir miydiniz? 


Valizimde zevkle okudugum ve elimden birakamadigim bir kitap var bu defa. Suriye Çöllerinde 7. yuzyilda dogmus bir Cin ve gozlerini 1899'da buharli bir geminin ambarinda yetiskin bir kadin olarak acan sahibinin talimatiyla kilden 'yapilmis' Golem. Biri ates biri toprak. Kaderleri Yehudah Schaalman isimli yasami kotuluklerle dolu büyücünün ellerindeki, sonradan konulmus isimleriyle Ahmed ile Havva. 



Ahmed büyücünün cetrefilli ugraslari sonucu 1000 yil boyunca bir ibrigin icinde esaret halinde yasadiktan sonra olanlari unutmus halde 1899'un Manhattan'inda buluyor kendini. Havva ise bedenini, benligini, karakterini büyücüye siparis veren sahibini, gemi yolculugu sirasinda kaybediyor. Gemiden indikten sonra New York'un kalabalik sokaklarinda 'Sahipsiz' kalan Golem Havva, kendisine el uzatan eski haham Rabbi'nin yardimiyla yeni hayatina adapte olmaya calisiyor. Golemlerin oniki insan gucunde yapildiklarini ve sinirlenirlerse cevrelerine engellenemeyecek zararlar verebilecegini bilen Rabbi, Havva'ya icgudulerini kontrol edebilmesi ve normal bir insan gibi yasayabilmesi icin nelere dikkat etmesi gerektigiyle ilgili yardimci oluyor. Bakir ibrik icindeki 1000 yiilik esaretin ardindan, kalayci Arbeely'in tesaduf eseri ibrige dokunmasiyla ibrikten cikabilen ve bilegindeki demir pranga ile ozgurlugune kavusan Cin Ahmed ise eskiden sahip oldugu ozelliklerini, 'ozgurlugunu' kaybetmenin ve sehir hayatina bagimli kalip insanlardan aslini gizlemek zorunda olmanin sikintisi icinde. Biri 'sahip', digeri 'ozgurluk' pesinde, arzulari ve karakterleri birbirine zit, onceleri anlasamayan ama sonra birbirlerine omuz olan Cin ve Golem.


Ahmed'in zamani gunduzleri kalayci Arbeely'in Kucuk Suriye Mahallesi'ndeki dukkaninda, bakir ve kalay karisimlarindan once tava tamir ederek sonra ustun yetenegi fark edilince ozel takilar ve tasarimlar hazirlayarak, geceleri ise New York'un sokaklarinda, gettolarin catilarinda, bazen de koyunlarin otladigi 1899'un Central Park'inda geciyor. Yaratilisi itibariyle zihin okuyabilen Golem Havva ise gunduzleri Radzinlerin firininda ekmek yaparken geceleri dort duvar arasinda dikis dikerek zaman gecsin diye oyalaniyor.


Her ikisinin de ortak ozelligi uyku ihtiyaci duymamalari. Sisli bir gecede, Havva sikintidan delirecek gibi oldugu sirada birbirlerini 'Sen nesin?' diye saskinlikla sorarken buluyorlar ve gectikleri yollar, cevrelerindeki insanlar onlari Yehudah Schaalman isimli büyücünüortak hikayesinde bulusturuyor.


Geceleri New York'un kohne mahallelerini, metrolarini, catilarini, parklarini gezerken sabahlara kadar hem yalnizliklarini hem de ahlak, durustluk, varolus, sahiplenme, yasam, olum, evlilik, ask, cinsellikle ilgili fikirlerini paylasan Golem ve Cin, sonunda 'sahipsiz' ve 'ozgur' bir yasamin kapilarini aralamayi basariyor ama bunun icin büyücüye karsi zorlu bir savas vermeleri gerekiyor.


Sizi Suriye Çöllerindeki bir Bedevi cadirindayken birden Manhattan'in sokaklarina, ardindan cesitli karakterlerin dunyalarina goturecek, fantastikle gercegi cok guzel harmanlamis bu surukleyici hikayeyi elinizden birakamayacaksiniz. 


Kitabin kalinligi gozunuzu korkutmasin, yazar Helene Wecker'in yazdigi kitabin, su gibi akip giden sayfalarini merakla cevireceginiz akiskan bir kurgusu var. 640 sayfalik kitabi sadece 4 gunde bitirdim.

Iyi okumalar :)

Hulya Meral

CENTRAL PARK’TA MASTER’LI TÜRK FAYTONCULAR


Central Park..

Dünyanın en büyük parkı.  Sonbaharda altın sarısı kurumuş yapraklarla ayrı, baharda yeşilin her tonunu üzerine giyinerek ayrı bir havaya bürününen, Amerikan filmlerinden fazlasıyla aşina olduğumuz dünyaca ünlü gezinti noktası.
 
 

 
5. Bulvardan 8. Bulvara kadar uzanan 3400 dönümlük bu alanda her gün sporunu yapan, köpeğini gezdiren, kitabını okuyan, dergisini karıştıran, güneşlenen, frisby oynayan ve faytonla parkın çevresinde gezinen yüzlerce insan görebilirsiniz. Hatta yıllık yerli ziyaretçi sayısının 20 milyon olduğu söyleniyor..
 


700 gr altına Kızılderililer’den alınan Manhattan Adası

Parkın bu halini görünce 1850’li yıllarda belediye tarafından satın alınıp halkın kullanımına açılan bu alanda koyunların otladığına inanamıyorsunuz.  Ve hatta doğudan batıya 12 bulvarı , güneyden kuzeye 200 sokağı olan New York şehri’ne  nefes aldıran Central Park’ın yanı sıra Manhattan Adası’nın 1626’da Hollandalı işgalciler tarafından o zamanki sahipleri Kızılderili Vapinger konfederasyonundan bu bölgeyi  700 gr altın karşılığında aldığını öğrenince şaşkınlığınız daha da artıyor. Önce Hollandalıların sonra Anglosaksonların eline geçen şehir şimdi Amerikan filmlerinin ulaştığı her evin hayali..
 
 
 
Bırakalım New York’u Manhattan’ın tarihini uzmanlarına, benim size asıl bahsetmek istediğim Central Park çevresi’nde dolanan, İstanbulluların görüntü anlamında Büyükada’dan aşina olduğu faytonlar. En son bu faytonlardan biri Cadde üzerindeki kornalardan etkilenen atın, heyheylenip (Türk) sürücüsünü yere atmasıyla haberlere konu olmuştu. 
 
 
Sektörün sahipleri %80 İrlandalı, geri kalanı İtalyan, Sürücüleri Türk

 
Çevresini faytonla 1,5 saatte kat edebildiğiniz Central Park’ta fayton sektörünün sahipleri %80 İrlandalı, geri kalanı İtalyan. Sürücüleri çoğunlukla Türk olan ve sadece parkın çevresinde tur atmakla görevli faytonların plaka fiyatı bugün 600 bin dolar. 200 at var, 68 de fayton plakası. Atlar mutlaka dinlendirilerek çalıştırılıyor ve atların sağlık kontrolü ahırlara New York belediyesinin sağlık departmanından gelen ekip tarafından yapılıyor.
 
 
Master’lı Türk faytoncular

 
Fayton kullanmak zevkli ve kolay gibi görünse de işin aslı öyle değil. Öğrenimlerini devam ettiren çoğunluğu master yapan Türk gençler partime olarak yürüttükleri iş için ‘Yeterli İngilizceniz yoksa sertifika alamıyorsunuz. 3 farklı sınavdan geçmek zorundasınız. Yazılı, sözlü sınav ve veteriner tarafından yapılan ayrı bir sınav var.’  diyor. Bu yeterliliklerin yanı sıra resmi kurallara da uymak zorundasınız. 

 
Al Pacino ikizleriyle fayton turunda
 

Al Pacino parka gelip bankta oturabiliyor. İkizleri küçükken sık sık fayton turuna da gelirmiş. Robert De Nero keza yine öyle. Faytonla turlarken parkın çevresinde oturan ünlülerden bahseden fayton sürücüleri, Beatles topluluğunun üyesi John Lennon’un cinayete kurban gittiği Dakota Apartmanı’nı, Hayalet Avcıları’nın çekildiği çift kuleli binayı ve daha pek çoğunu kısa hikayelerini anlatarak dolaştırıyor.
 

 Yolunuz New York’a düşerse ayağınızı çimene basmadan, faytonla bir tur atmadan, Türk faytoncularla sohbet etmeden dönmeyin derim..:)
 
Hülya Meral


Soru, görüş ve yorumlarınız için lütfen bana yazın..
hulya_meral@hotmail.com
twitter.com/hulyameral
Facebook: Hülya'nın Valizi