Kaş’taki otelin küçük bekleme salonunun kitaplığında gözüme takılan ilk kitaptı Masumiyet Müzesi. İtiraf ediyorum, merak etmeme rağmen Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un bir türlü ilerlemeyen Kar romanını referans alarak bir daha Orhan Pamuk kitabı okumayacağıma kanaat getirip kitapçılarda göz göze gelmemeye gayret ettiğim kitaptı. Kaş’ta yeniden karşıma çıkıverdi..
Yanıma okuyacak bir şeyler almayı unutunca ucundan ucundan
başlayıverdiğim ve yine içten içe ‘Bu kitap ilerlemiyor yahu’ diyerek sayfalarını
çevirdiğim Masumiyet Müzesi tatilde bitmeyince döner dönmez ilk işim soluğu bir
kitapçıda almak oldu.
1970’lerin sonu 80’lerin
başında roman kahramanları Kemal ile Füsun’un hüzünle biten aşk hikayesini
anlatan kitap, sadece bir aşk hikayesi olarak okunamayacak kadar ince işlenmiş sosyolojik
bir içeriğe sahip.
Masumiyet Müzesi sayfalar ilerledikçe Fuaye
Lokantası’na, Merhamet Apartmanı’na, ilk Türk meyveli gazozu Meltem’e, Beyoğlu’nun
sinemalarına, Çukurcuma Yokuşu’na, Cihangir
ve Tophane’nin parke taşı kaplı sokaklarına, Nişantaşı’na, Osmanbey’e, Şanzelize
Butik’e dokundu. Satır aralarında insan ruhunun derinlerine indi,
bazen aşk acısını elle tutulur hale getirdi..
Ardından başkahramanımız Kemal’in
kısmen Füsun’u, sonrasında babasını kaybedişiyle değişen, aslında durakalan kırık
hayatını, birikenleri, aşk acısını dindirmek için biriktirdiklerini anlattı. Bir
yerden sonra muhteşem kurgusuyla akmaya başladı.
Romanın sonunda bir harita
var. Bu harita bitmesini merakla beklediğim, romanla aynı ismi taşıyan ve 28
Nisan 2012'de ziyarete açılmış Masumiyet Müzesi'ne yani eski Brükner Apartmanı’na
ait.
Pamuk’un on yıldan fazla bir süredir bitirmeye çabaladığı, içinde binlerce
koleksiyon parçasının yer aldığı 1897 yılında inşa edilmiş bina, şimdiki
Masumiyet Müzesi Firuzağa Mahallesi Çukurcuma’da. Pamuk’un binayla hikayeyi
birleştirip hayata geçirdiği, çok önemsediği ve yıllarını verdiği bir proje
ayrıca.
Orhan Pamuk, romanın başkahramanı
Kemal Bey’in dilinden ‘Gerçek müzeler, Zaman’ın Mekan’a dönüştüğü yerlerdir. ‘
diyor kitabında.
Müzede neler mi
göreceksiniz?
Eski İstanbul fotoğrafları, film afişleri, kartpostallar, eski gazete sayfaları, lokanta menüleri, ilaç kutuları, eski lambalar, oyuncaklar, kapı kulpları, anahtarlar, tuzluklar, biblo köpekler, tokalar, küllükler, cezveler, ütüler, çalar saatler, sinema biletleri, Füsun’a ait, O’nun kullandığı onlarca eşya ve daha pek çok şey..
Eski İstanbul fotoğrafları, film afişleri, kartpostallar, eski gazete sayfaları, lokanta menüleri, ilaç kutuları, eski lambalar, oyuncaklar, kapı kulpları, anahtarlar, tuzluklar, biblo köpekler, tokalar, küllükler, cezveler, ütüler, çalar saatler, sinema biletleri, Füsun’a ait, O’nun kullandığı onlarca eşya ve daha pek çok şey..
“Çiklet çiğneyenlere ve
öpüşenlere sonsuza kadar açık kalacağı” vaat edilen Çukurcuma’daki Masumiyet
Müzesi’ne giriş için kitabın son sayfalarında bulunan yuvarlağı onaylatmanız
yeterli. Kitabı edinmediyseniz tam bilet:
15 TL, öğrenci :10 TL.
Çok ipucu vermek
istemiyorum, başkahramanımız Kemal Bey’in şu sözlerini alıntılamak kitaba
başlamanız için önayak olabilir.
"Müzemizi
gezenler, bir gün bizim hikayemizi öğrenecek ve Füsun’un nasıl biri olduğunu
zaten hissedecekler Orhan Bey. Vitrin vitrin, kutu kutu, bütün bu eşyalara
bakarken, ziyaretçiler sekiz yıl boyunca akşam yemeklerinde Füsun’u nasıl
seyrettiğimi, onun elini, kolunu, gülümseyişini, saçlarının kıvrımını, içtiği
sigaranın izmaritini ezişine, kaşlarını çatışına, gülümseyişine, mendillerine, tokalarına,
ayakkabılarına, elinde tuttuğu kaşığa, her şeyine ne kadar dikkat ettiğimi
görünce, aşkın büyük bir dikkat, büyük bir şefkat olduğunu hissedecekler.
Müzemizi gezenler eşyalara baktıkça, Füsun ile benim aşkıma saygı duyacaklar ve
kendi hatıralarıyla bizim aşkımızı karşılaştıracaklar.
…Yaşadıklarımı,
çektiğim aşk acılarını, Füsun’un çilesini, akşam yemeklerinde göz göze gelip
bununla oyalanmamızı, plajlarda, sinemalarda el ele tutuşup mutlu olabilmemizi
abartılı bulan gelecek kuşakların müze ziyaretçilerine, bekçiler yaşadığımız
her şeyin hakiki olduğunu anlatmalı."
Orhan Pamuk Masumiyet Müzesi’nden
yola çıkarak müzenin onbeş yıllık oluşum sürecinde yaşananları ve kendi
hikayesini katalog halinde ayrıca kitap yapmış. Bir dönemin alışkanlıklarını,
kullandıkları eşyaları, manzaraları fotoğraflarla betimleyen Şeylerin Masumiyeti isimli kitap, Masumiyet
Müzesi gibi İletişim Kitabevi’nden çıkmış.
Müzenin oluşum hikayesini
belgesel olarak izlemek isterseniz linkini aşağıda bulabilirsiniz.
Yazı:
Hülya Meral