kensington etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kensington etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İngilizlerin Evlerini Süsleyen Zarif İngiliz Porselenleri

Çocukluğumdan beri bir porselen merakıdır gider. O yaşlarda porselen atölyesi gezmişliğim, desenleri porselene nasıl işlediklerini, tabakları fincanları nasıl çamurdan estetik bir hale dönüştürdüklerini hayranlıkla izlemişliğim vardır.



O zamanlar Kıbrıs üzerinden Türkiye'ye giren İngiliz, Fransız, Çin ve Japon tabaklar, fincanlar, vazolar, sosluklar, dekoratif porselenler derken yıllar geçtikçe evde hatrı satılır bir koleksiyon bile oluşturmuşum. 

Son yıllarda yerel porselen markaları da çok şık ve farklı tasarımlarda takımlar piyasaya sürdü ama benim için incelikten gelen zarafetiyle İngiliz porselenlerinin yeri ayrı.


Bu yüzden İngiltere'de yaşadığım zaman diliminde her fırsatta kendimi İngiliz porseleni bulabileceğim mağazalarda veya ikinci el pazarlarında buldum. 


Nerdeyse tüm ülkede geridönüşüm fazlasıyla önemsendiği için 'CarBootSale' ismi verilen bu açıkhava pazarlarında (bizdeki bit pazarı) aklınızın almayacağı fiyatlara çok kaliteli şeyler satın alabiliyorsunuz. Örneğin bebeği büyüdüğü için çocuk odasının  markalı tüm mobilyalarını getirip uygun fiyatla satışa sunanlar da bebek arabası, kıyafet, koltuk, çarşaf, gramafon, çakmak, pipo, makyaj dolabı, vintage ayna, mobilyalı altın kaplama, gümüş çatal bıçak takımı satanlar da sabah 6.00'da pazara tezgahı kurup pazarlık yapacak müşterilerini bekler. Müşteriler sabahın o saatinde gişeden biletini almak üzere kuyruğa girerek CarBootSale'in açılmasını ve en iyi parçaları ilk görme fırsatını yakalamak ister.



İngiltere'de yaşlılar çoğunlukla yalnız vefat ettikleri için vefatları sonrasında evlerindeki tüm eşyalar çeşitli vakıflara bağışlanıyor. Bu vakıfların her semtte dükkanları oluyor ve oralara da gidip ikinci el birşeyler alabiliyorsunuz.
 
Özellikle Londra'nın en eski semtlerinde antika bir gramafonu veya vazoyu inanılmaz uygun bir fiyata edinebiliyorsunuz. 


Yani bir başkasının eşyası diye satın almamazlık edilmiyor, aksine ihtiyaç veya ilgi doğrultusunda belki de doğada atık olarak kalacak eşyalar, başka sahipler bularak kullanılmaya devam ediyor.


Dönerken valizimin yarısını (bir bölümü bana hediye edilmiş) bu hayranlık uyandırıcı İngiliz porselenleriyle doldurmaktan erinmedim. Hiç pişman değilim :)) Hatta koleksiyonumun en harika, en nadide parçaları onlar diyebilirim.


İngiltere'de 'Porselen' denince akla ilk olarak 1896'da Prens Albert'in anısına saraylarda kraliyet ailesinin kullanımı için tasarlanmış ve 1904'te markalaştırılmış Royal Albert porselenleri geliyor. 


Bu çiçek desenli zarif porselenler 100 yıldan fazla bir süredir İngilizlerin mutfağına renk katmış. Türkiye'den ülkeye göç eden Türkler'in evinde de en az bir takım Royal Albert yemek takımı oluyor. 


Bazı Türk evhanımları Royal Albert'in onlarca çeşit ürününü elden satıyor, çünkü talep oldukça fazla. Özellikle Old Country Roses ve New County Roses desenleri en çok satılanlardan. 


Mağazadan bir tabağın veya kahve fincanının tanesini ortalama  20-25 pounda (70-90 TL) bulabiliyorsunuz. 


İkinci elde bu rakamlar yüzde 60 düşebiliyor. 

Dilerseniz ebay'den de ikinci el veya sıfırlarına ulaşmak da mümkün ama kırılacak bir eşya olduğu için kargo ile gelirken heba olma tehlikesi var.



Hülya Meral