New York Sokaklarinda Bir Golem ve Cin
CANAN TAN`DAN BIR HASRETIN OYKUSU
Tarihi bir gerçek var ortada. Onlar bu hayatı yaşarken Türkiye’de durum nasıldı, bunu araştırdım. Çekilen acıyı görüyorsanız Lozan anlaşması neden yapıldı da, neden bu insanlar bu kadar mağdur oldu diyebilirsiniz ama incelediğiniz zaman bunun mecburi bir karar olduğunu görürsünüz. Yunan işgali olmuş, arkasından Türkler onları geri püskürtmeye başladıkları zaman Ege’de, Yunanlılar daha mübadele olmadan Yunanistan’a kaçmaya başlamışlar. Oraya gittikleri zaman kalacak yer yok, son derece büyük bir sefalet var. Oradaki Müslümanlar da bu tarafa geliyor. En kötüsü de Türkiye’den giden Ortodoks Rumların çoğu Türk asıllı. Yani biz Rum kisvesi altında Türkleri göndermişiz. Bunlar Hristiyan Türk. Türk adetleriyle doğmuş büyümüşler ve biz onları göndermişiz.
Selanik’te eski bir belediye başkanıyla bir görüşmemde bir salonda çalışan musiki korosuna denk geldim. Belediye başkanı beni takdim etti ve mübadeleyle ilgili kitap yazdığımdan bahsetti. Bir anda korodan Türkçe konuşmaya başlayanlar oldu. Birisi anneannem Tokat’tan geldi diyor ağlıyor, bir diğeri yine öyle. Bana ‘Bekledim de gelmedin, sevdiğimi bilmedin’ şarkısını gözyaşlarıyla söylediler. Onlar ağlıyor, ben ağlıyorum.
Kitaplarınızı okurken insanlar gözyaşlarını tutamıyor. Bu kitapta da yine aynı etki mi söz konusu? Yine ağlayarak mı okuyacaklar?
AŞK ROMANI OLAN TEK KİTABIM YÜREĞİM SENİ ÇOK SEVDİ’DİR, DİĞERLERİNDE AŞK BİR MOTİFTİR
Benim aşk romanı olan bir tek kitabım var. Yüreğim Seni Çok Sevdi. Tam bir aşk romanı. Yediden yetmiş yediye insanları etkileyen bir kitap. Diğerlerinde aşk bir motiftir. En Son Yürekler Ölür bir organ nakli kitabıdır, Eroinle Dans bir bağımlılık kitabıdır. Piraye bir töre kitabıdır ve en son kitabım Hasret, mübadeledir, bir hasret romanıdır. Aşkın getirdiği bir ayrılık ve hasret var ama salt aşk romanı diyemeyiz. Aşk güzel bir duygu, bunu güzel yazabiliyorsam, kitabın içinde motif olarak bile kullanabiliyorsam ne mutlu bana. Teknolojinin bu kadar ilerlediği, duyguların mekanikleştiği bir dönemde aşkı güzel anlatıp iyi tepkiler alabiliyorsam demek ki iyi bir şey yapıyorum.
Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi ve Şeylerin Masumiyeti
Kaş’taki otelin küçük bekleme salonunun kitaplığında gözüme takılan ilk kitaptı Masumiyet Müzesi. İtiraf ediyorum, merak etmeme rağmen Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un bir türlü ilerlemeyen Kar romanını referans alarak bir daha Orhan Pamuk kitabı okumayacağıma kanaat getirip kitapçılarda göz göze gelmemeye gayret ettiğim kitaptı. Kaş’ta yeniden karşıma çıkıverdi..
Eski İstanbul fotoğrafları, film afişleri, kartpostallar, eski gazete sayfaları, lokanta menüleri, ilaç kutuları, eski lambalar, oyuncaklar, kapı kulpları, anahtarlar, tuzluklar, biblo köpekler, tokalar, küllükler, cezveler, ütüler, çalar saatler, sinema biletleri, Füsun’a ait, O’nun kullandığı onlarca eşya ve daha pek çok şey..
AŞK HER YERDE DURU TİYATRO’DA, Ya siz neredesiniz?
Duru Tiyatro’da sahnelenen oyunda, usta tiyatrocu Sait Genay (çılgın ve çapkın baba Gus), zihinlerimize İnce İnce Yasemince parodileriyle yer etmiş Pelin Körmükçü (yayınevi sahibi Harriet Copland), şimdilerde Bosna’yı konu alan Mavi Kelebekler dizisinde Sırp kızı Vesna’yı canlandıran Bahar Yanılmaz (evin asi ve uçarı kızı Dee Dee) rol alıyor. Yönetmenliğini Emre Kınay’ın üstlendiği oyunda Kınay aynı zamanda asosyal, istatistikçi baba (Leo) karakterini kendi üslübuyla harmanlıyor.
Orijinal ismi Nobody is Perfect olan Simon Williams’ın yazdığı Filiz Ofluoğlu’nun çevirisini yaptığı oyun, kimi zaman oyuncuların doğaçlamarıyla köpürdü ve zenginleşti, ortaya tadından yenmez bir performans çıktı. Oyunun konusuna gelince..
Orta yaşlarını sürmekte olan Leonard Loftus’un (Emre Kınay) eşinin kendisini terk etmesinden sonra asosyal ve bilgisayar başında geçen sıkıcı bir hayatı vardır.
Çılgın ve dinamik bir hayat süren, bir türlü yaşlılar evine gönderemediği çapkın babası Gus ve lisede okuyan uçarı kaçarı kızı Dee Dee, aşka küsen ve aşktan umudunu kesen Leo’nun hayatı ıskalamasını engellemek ve sıkıcı hayatını hareketlendirmesini sağlamak için çok çaba harcar, ancak işi sayılarla olan istatistikçi Leo, -iç dünyası öyle demese de- yazarak bilgisayar başında ve mutfakta geçirdiği sade hayatından memnundur.
Yazdığı kitabının bir bölümünü şansını denemek ve çocukluk hayalini gerçekleştirmek için evdekilerden gizli Aşk Her Yerde yayınevine gönderen Leo’ya yayınevinden bir telefon gelir. Sadece kadınların katılabildiği yarışma için basılmaya değer bir kitap seçmeye çalışan yayınevi sahibi Harriet Copland Leo’nun Myrtle Banburry takma ismiyle gönderdiği romanını beğenir ve kitabı basmak, bayan Banburry ile tanışmak ve anlaşmaya varmak istediğini iletir.
Kitap basıldıktan sonra yazarın hayatı değişecek ve herkes tarafından tanınan bir isim haline gelecektir. Şüphesiz kadın ismiyle yarışmaya katılan Leo’nun işi o kadar da kolay olmayacaktır.
Üstelik Myrtle Banburry olarak yayınevi sahibi Harriet Copland’in karşısına çıkan Leo, güzel kadına aşık olur. Köşeye sıkışan Leo ya kadına olan aşkını ya da kitabı yazanın kendisi olduğunu itiraf edip aşkı ile çocukluk hayali arasında tercih yapmak durumunda kalır. Bize de kendisini kıvrandıran bu romantik, komik ve eğlenceli süreci kahkahalarla izlemek düşer..
Duru Tiyatro’da daha önce Suç Ortağı ve Sondan Sonra oyunlarını izlemiştim. Bu oyundan sonra duruclub üyesi olma zamanı geldi sanırım.
Emre Kınay'ın, kızı Duru'nun adını verdiği Duru Tiyatro, Kadıköy Adliyesi’ni geçince sol kolda, Kadıköy Anadolu Lisesi'nin yanında. Oyunu izlemeye biraz erken gidip tiyatronun bahçesinde çay ve kurabiye keyfi yapmanızı tavsiye ederim.
Şimdiden iyi seyirler :)
Aşk Her Yerde Duru Tiyatro’da, ya siz neredesiniz?
Yazı: Hülya Meral
https://twitter.com/hulyameral
KALAYLI KAPLARDA ALAYLI YEMEKLER
Sahrap Soysal'ın yayınevi Doğan Kitap'tan taze taze çıkmış yeni kitabı Kalaylı Kaplarda Alaylı Yemekler. Geleneksel mutfakları ve dünya mutfaklarını ekranlara gülen yüzü ve tatlı diliyle taşıyan Soysal son kitabında, bakır kapları yapan zanaatkârları, Osmanlı mutfağında bakır kapların yerini, özellikle bakır kaplarda pişirilmesi gereken yemekleri anlatıyor. Zaman zaman çocukluğuna gidiyor ve artık bugün unutulmaya yüz tutmuş gelenekleri bize yeniden hatırlatıyor. Gravürlerin ve Osmanlı döneminde Anadolu’ya gelen Batılı gezginlerin anlatımlarını da içeren Bakır Kaplarda Türk Yemekleri, artık unutulmaya yüz tutmuş bir kültürü bize yeniden anımsatıyor.
“Biz bakır kaplarla büyüdük. Bugün dönüp baktığımda çocukluk anılarımın çoğuna mutlaka bir bakır kabın eşlik ettiğini görüyorum. Kışın sobanın üzerinde tıslayan güğüm, yanında ona eşlik eden demlik, tereklerde lengerler, tandıra sarkıtılan, ocağın üstüne asılan zincirli debbeler, çeşmeye suya giden kızların kolunun bir uzantısı gibi görünen helkiler, içine yağ bastığımız badyalar, gelinlerin ellerinden hiç düşmeyen ibrikler, yoğurt mayaladığımız bakraçlar, kışın sarılmak, içine girmek istediğimiz mangallar, pekmez günlerinde başrolü oynayan kazan, yazın buz gibi ayran, kışın ateş gibi salepler içtiğimiz maşrapalar, yıkandığımız testiler, hamur veya köfte yoğurduğumuz leğenler, devamlı göz önündeki sahanlar, fırına gönderilen tepsiler, siniler ve daha nice kap kacak hep bakırdandı ve bu durum o günler için oldukça normaldi. O zamanlar bilmesem de bu görüntü ve anıları sanki bugün için biriktirmişim gibi geliyor bana.” diyen Soysal Tüyap İstanbul Kitap Fuarı 2011'de Doğan Kitap standında yeni kitabını imzaladı.
Sahrap Soysal Yazar Hakkında
1959 yılında Gümüşhane’de doğan Sahrap Soysal, ODTÜ Kimya Bölümü'nden mezun olduktan sonra, 1983-1998 yıllarında çeşitli şirketlerde yönetici olarak çalıştı. 2001 yılında “Mutfakta Keyif” programını hazırlayıp sunmaya başladı. "Bir Yemek Masalı" (2004 Gourmand Dünyanın En İyi Yemek Kitabı Ödülü), "Anne Ben Acıktım!" (2004) ve "Sevgilim, Akşama Ne Pişirdin?" (2007 Gourmand Yılın En İyi Yemek Kitabı Onur ödülü) adlı kitapları Doğan Kitap tarafından yayımlanan Soysal, halen televizyon programlarının yanı sıra Hürriyet, Milliyet, Posta gazeteleri ile Seninle dergisinin yemek konusunda yayın danışmanlığını ve editörlüğünü yapıyor.
HÜLYA MERAL
https://twitter.com/hulyameral
TÜRKAN: EĞİTİME VE AYDINLANMAYA ADANAN BİR YAŞAM
18 Mayıs akşamı Koliba Film'in davetlisi olarak izledim yeni vizyona girecek TÜRKAN filmini. Ölümünün 2. yılında hem Türkan Saylan hocayı andık, hem de duygu yüklü sahnelerle hüzünlendik.
Cüzzamla mücadeleye ve Türk gençlerinin eğitimine adadığı o koskoca ömür elbette sığmamış 120 dakikalık bir sinema filmine. Vefatından önceki son 15 gün işlenmiş.
1986'da yakalandığı kanser hastalığına rağmen pes etmeyişi, Ergenekon'un 12. dalgasıyla Arnavutköy'de evine yapılan baskın, mücadelesine adadağı yılların oğlu Çınar ve Çağlayan'ın hayatına etkisi, yetiştirdiği veya destek olduğu, fikirlerini ve mücadelesini benimseyen insanlarla ilişkileri aktarılmış beyaz perdeye.
Son gününde tüm bilet gelirleri eğitime aktarılan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin düzenlediği konsere katılmak için umutla direnişi ve son Kardelen'i Zehra ile sahneye çıkışı, konuşması filmin final sahnesi.
Senaryosunu Ayşe Kulin'in Türkan& Tek ve Tek Başına kitabından esinlenerek Ayça Mutlugil, Cemal Şan ve Oya Yüce'nin kaleme aldığı filmin başrolünde Türkan karakterini deneyimli oyuncu Rüçhan Çalışkur canlandırıyor. Türkan Saylan'ın oğulları Çınar ve Çağlayan karakterlerini üstlenen Tardu Flordun ve Ragıp Savaş da filmdeki duygusal sahneleri izleyiciye geçirmeyi başarıyor.
Her biri alanında güzel işlere imza atmış Şevket Çoruh, Altan Erkekli, Selin Demiratar, İsmail Hacıoğlu, Şebnem Sönmez, Özge Özder, Haldun Boysan, Tanju Tunçel, Yurdaer Okur, Şemsi İnkaya gibi oyuncular da filmin kısa ama önemli sahnelerini destekleyen yan karakterleri oluşturmuş.
Yaşımız ne olursa olsun pekçoğumuzun göze alamayacağı zorluklara göğüs germiş cesur kadın Türkan'dan her birimizin öğreneceği yığınla şey var.
Varsın birileri anlamamakta, karanlığa gömülmekte ısrar etsin..
İyi seyirler:)
KENDİ EVEREST'İNİZE TIRMANIN
O bir sporcu
- Kitap hayatta tırmanacağınız veya tırmanmaya niyet edip de yılgınlığa uğradığınız kendi Everest'inize tırmanmanıza bir rehber niteliğinde adeta. Nasuh Mahruki kitapta olağanüstü anlatım dili ile insana müthiş bir motivasyon aşılıyor. Kitabı, hayatın her alanında kendi Everest'inize tırmanmakta zorlandığınız anda tekrar tekrar okuyabileceğiniz, danışabileceğiniz bir rehber gibi yanınızda taşımanızı tavsiye ediyorum. teşekkürler Nasuh Mahruki..
- Yüzlerce kitap okudum. Beni bu kadar zirveye çıkaran, gerçek başarı ve mutluluğun anahtarını bu kadar harika ankatan başka bir kaynağa rastlamadım. Bu kitaptan yüzlerce alıp çevremdeki herkese hediye etmek istiyorum. Yüreğine ve eline sağlık.
- Yaşanmışlıkla yoğrulmuş ve daha da güzel başarılara imza atılacağının habercisi olan bir kitap. herkes kendinden bir parça mutlaka bulacak. Okunup, anlanılması gereken bir değer. Teşekkürler...
Yazı: Hülya Meral
KİTAP; BİR DÜNYADIR, BİR YAŞAM BİÇİMİDİR
Her çok satan iyidir veya kötüdür diyemeyiz elbette ama okuyucular tarafından son zamanlarda en çok tercih edilen kitaplara gelirsek;
Kitap okumak mesai harcanan bir iştir
NTV'de Gece Gündüz programını sunan, edebiyatçı- yazar Yekta Kopan'ın sinir olduğu bir soru-cevap vardır, boş zamanlarınızda ne yaparsınız sorusuna verilen "kitap okurum" cevabı Kopan kadar pek çok kitap seveni de derinden yaralar.
Çünkü kitap okumak baya baya mesai harcanan bir 'iş'tir. Boş zamanda insan kek yapabilir, play station oynayabilir falan ama kitap okumak başlıbaşına bir süreçtir.
Kitap zihin açar
Zihni açan, harekete geçiren kitap, sosyal ortamlarda söyleyecek sözün olmasını sağlar. Kız veya erkek arkadaşına okuyacağın şiirlerin, söyleyeceğin güzel sözlerin kaynağı kitaplardır. Kitap, girmek istersen seni içine alır ve kolay kolay bırakmaz.
Kitap demişken e-kitap'a değinmeden olmaz. İlk defa 1998'de Rocket eBook ve Softbook isimli ürünlerle tanıştığımız e-Kitap'ın popülaritesi özellikle son aylarda daha da artmış durumda.
2011'e geldiğinizde piyasada satılan ebook readerların iki hafta boyunca şarj etmeden 8.000- 10.000 sayfa kitap okuma imkanı sunduğunu görebiliyorsunuz.
Üstelik kontrastı ilk çıkanlara göre çok daha yüksek, gözü yormuyor. Cihazlar sadece kitap okumayı sağlamıyor, medya dosyalarını oynatıp, ajanda oluşturabiliyorsunuz. Wifi desteğiyle internet erişimi sağlayıp, 3G teknolojisiyle hızlı hareket edebiliyorsunuz.
Peki cihazı aldım, e-Kitap'ı nereden satın alacağım diyorsunuz.. Açık söylemek gerekirse Türkiye'de satışa sunulan e-Kitap sayısı ve çeşidi henüz çok yetersiz. Bu konuda Can Yayınları ilk harekete geçen yayınevi.
İnternetten satın alabileceğiniz bir başka site ise idefix.com. Idefix kitapları digital ortama aktararak bu ihtiyacı karşılıyordu, yaklaşık bir ay önce de Ipad için Kitaplık isimli uygulamayı duyurdu ve App Store'da ilk sıraya yükseldi.
Ipad'de İngilizce kitap bulabilyorsunuz fakat Kitaplık, şu anda Türkçe tek alternatif. Ayraç ekleme ve yazı boyutuyla oynama olanağıyla kolay kullanımı var, kitabın yüzde kaçını okuduğunuzu da görebiliyorsunuz ancak kitabın sayfa sayısını veya kaçıncı sayfada olduğunuzu göremiyorsunuz.
2011'de Amazon'da satışı yapılan yarım milyon cihaz var dolayısıyla Türkiye için katedecek uzun bir yol var gibi görünüyor.
Basılı kitap digitale karşı mı?
Basılı kitap okumanın tadı elbette hiçbirşeyle ölçülemez. E-kitap'ın yer ve mekandan bağımsızlık, kağıttan tasarruf, pratik ve ergonomik kullanım, korsan kitabın önüne geçmek gibi pekçok avantajı var ancak fütüristlere kulak verirsek, basılı kitabın geleceği de tıpkı ansiklopediler gibi olacak.
Uzak değil çok yakın zamanda artık çoğu evde basılı kitap, dergi, gazete kalmayacak, herşey digitale aktarılacak, artık okuyucu digitali tercih edeceğinden basılı kitap sınırlı sayıda üretilecek ve sadece niş bir ürün gibi yüksek bir fiyattan satışa sunulup kalın cilt kapakla kitaplıklarda 'sınırlı' sayıda varolacak.
Tüm bu yazdıklarım çevresinde toparlarsak;
Elbette düşün dünyanızı yaratmak, zenginleştirmek, renklendirmek, hareketlendirmek size kalmış ancak kitap; bir dünyadır, yaşam biçimidir. İster basılı, ister digital, hayatımızın içinde varolması kocaman bir ahenktir.
Kitap bir Sanat'tır
ve Sanat, günlük yaşamın ruhun üzerinde bıraktığı tozu temizler (Pablo Picasso)
Sizin yaşam biçiminiz ne?
Yazı: Hülya Meral
KİTABEVLERİ
Amargi Feminist Kitabevi
Kağıt Gemi Kitapevi
Mephisto
Tekin Kitapevi
Zıppa Kültür Kitabevi
Galatasaray Sahaflar Çarşısı