sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

SAATCHI GALERY'DE SOVYET RUSYA'NIN YÜZLERİ


Nihayet Londra’da güneşin tanıdını çıkarmaya başladık. Yine de havasına güven olmayan bu gri şehirde yaşamanın altın kuralı, çantada mutlaka bir şemsiye ve mevsimlik bir ceket bulundurmak. İngilizler güneşi görür görmez  parklara akın etmiş bile. Sokaklarda yüzü güneşe dönük ne kadar cafe varsa her biri hıncahınç dolu. Bu güzel havada yapılacak en güzel şey havanın tadını çıkarıp siesta yapmaktı ama ben şansımı uzun zamandır ziyaret etmeyi planladığım Saatchi Galery’den yana kullandım. 


Londra’nın en işlek meydanlarından Sloane Square’de bulunan, yılda 600 bin kişi ve 1.000 okulun gezdiği Galeri, önceki yıllarda Amerika, Hindistan, Almanya, Çin ve Kore’nin önemli new art sanatçılarının eserlerini sergilemiş. Galeri’nin bu seferki konuğu Sovyet Rusya. 

Geniş bahçesini geçtikten sonra zemin kattan itibaren başlayan 15 galeriyi üst katlara doğru sırasıyla gezmeye başlıyorsunuz.

Saatchi Galery'nin Sovyet Rusya'ya ayrılan galerilerinde, Eski Sovyetler Birliği’nin ardından toplumdan dışlanmış olan suçlular, yoksullar, hayat kadınları, uyuşturucu bağımlıları, evsizlik, kimsesizlik ve şiddet, 18 çağdaş Rus sanatçısının fotoğraf karelerine, tablolarına, eserlerine yansımış.

Ülkelerin politikaları değiştikçe bundan en çok etkilenen o kararları alan bürokratlar değil bilfiil o kararları uygulamak zorunda olan halk olur. 

Komünizmin ülkede çöküşüyle ortaya çıkan karmaşada yaşanan kaotik geçiş süreci ve bunun getirdiği kırılganlık, hiçlik, acı, öfke ve tiksinti, yaralı, orantısız ve kanserli organlarla, kan ve irinli bedenlerle, derin ama yaşlı, hasarlı, ‘rahatsız edici’ vücutlarla, bir teatrallik içinde verilmiş.

Galeri’nin bu bölümünü gezmek hassas mideler için oldukça güç ama sergilenen fotoğrafları gördükçe sarsılmamak mümkün değil. Özellikle komünizm sonrası geçiş sürecinde yaşayan Sovyet Rusya'nın yüzlerinin ilk kez İngiltere’de sergilenebildiğini düşününce..

Bir diğer galeride vücutlarında ağır dövmeleriyle ve çıplak vücutlarıyla Rus hapishanelerindeki tutukluların kan, şiddet, acı içeren fotoğrafları sergileniyor.  Hükümlüler sadece tattoolu vücutlarıyla değil gözleriyle de çok şey anlatmışlar.
Yıllarca müzikal sahnelerinin dekorasyonunu üstlenmiş olan klasik- postmodernist sanatçı Valery Koshlyakov’un 1995’te kartonlar üzerine ‘sticky art’ tekniğini kullanarak çizdiği Paris Grand Palace eseri, sıcak ve etkileyici renkleri ve kullandığı malzeme dolayısıyla ilgi çekici.

İtiraf etmeliyim ki beni en çok etkileyen Galeri 15’te yer alan İngiliz heykeltıraş sanatçısı Richard Wilson’ın geri dönüşümlü petrolü, beyaz duvarlar ve kolonlar içindeki sonsuz açık havuza yerleştirdiği simsiyah petrol havuzu 20:50 oldu. 

Eseri ilk gördüğünüzde aslında tavanda asılı bulunan beyaz zeminin ve ışıklandırmaların yerde olduğunu düşünüyorsunuz ama sonra ışıklandırmanın yönünü fark edip içi petrol, yani sıvı dolu simsiyah cilalı zemine daha doğrusu havuza baktığınızı anlıyorsunuz. 

Alan sanatçı tarafından o kadar matematiksel değerlendirilmiş ki holografik yanılsama yaşamamanız mümkün değil. Sizi kendi içine alıp siz de eserin içinde bir tonmuşsunuz gibi kullanıyor. Kolonlar ve mükemmel açılar sayesinde eserin nerede başlayıp nerede bittiğini fark edemiyorsunuz. Boşuna değil 20:50 ölmeden önce görülmesi gereken 1.000 eserden biri seçilmiş.

Londra'ya yolunuz düşerse sürekli değişen galerileri ve sanatçılarıyla, festivalleri, workshopları ve etkinlikleriyle, sürekli kendini yenileyen dinamizmiyle sanatın içinde sanat yaşatan Saatchi Galery'yi görmeden dönmeyin. 

 Hülya Meral

KENDİ EVEREST'İNİZE TIRMANIN


O bir dağcı
O bir fotoğrafçı
O bir kurtarıcı
O bir doğa adamı
O bir yolcu
O bir eğitmen
O bir sınır tanımayan
O bir sporcu
O bir fenomen
O aynı zamanda bir yazar...



Rusya tarafından 'Kar Leoparı' ünvanı verilen, 1994'te Everest Dağı'na tırmanan ilk Türk dağcı Nasuh Mahruki'den bahsediyorum.




Arama Kurtarma Derneği (AKUT) kurucu üyesi ve başkanı Mahruki, pek çok dergi ve gazetede yayımlanan makaleden sonra çıkardığı 7. kitabı 'Kendi Everest'inize Tırmanın' ile geçtiğimiz haftalarda okuyucusuyla buluştu.


Kendine hep büyük ve iddialı, aşılması zor hedefler koyan, bu hedeflere akılcı, planlı ve kararlı hareket ederek ulaştığını belirten Mahruki'nin 20 yıllık tecrübesini barındıran kitap pekçok kişiye rehber olacağa benzer.




Nasuh Mahruki ile Starbucks kahve eşliğinde sohbet etmek, sorular sormak, macera veya heyecan dolu tecrübelerini dinlemek isterseniz 29 Ocak 2011 Cumartesi günü saat 19.30'da Pera Müzesi'nde sevenleri ve okuyucularıyla buluşmak üzere orada olacak.

Pera Müzesi
Starbucks Coffee ile Kültür Sanat Sohbetleri
Nasuh Mahruki
20 Ocak Cumartesi
19.00 Starbucks Kahve Tadımı- Pera Café
19.30 Söyleşi- Oditoryum
Etkinlik ücretsizdir.
Sınırlı kontenjan nedeniyle rezervasyon yapılmalıdır.
Rezervasyon için:
Eda Göknar: 0212 334 09 12
Kitaptan İLK SÖZ:
Herkes bu yaşamda birşeyler başarmak ister. Herkes dünyaya izini bırakmak ister. Her can bilinmek ister. Ancak bunu elde etmek için yeteri kadar gayret etmesi gerektiğini unutur. İster ama arkasından koşacak inancı ve enerjiyi gösteremez. Bir- iki denemeden sonra işler umduğu gibi gitmezse hayata karşı yılgınlık gösterir, daha azıyla idare etmeye çalışır, küçük düşünür. Kendi potansiyelinin altında kalır ve yaşamına, kendine bence yazık eder. Oysa yaşamın olağanüstü fırsatlarının ve azı çok , iyiyi çok iyi hatta mükemmel yapabilme ve kötüyü iyileştirebilme mucizelerinin farkında olanlar, yaşamlarında hak ettiklerine inandıkları yeri gerçekten de hak etmeleri gerektiğini bilirler. Oraya ancak başararak ulaşılacağının farkındadırlar ve öyle yaparlar...N. Mahruki
Yayınlanan Kitapları:
Bir Dağcının Güncesi
Everest'te İlk Türk
Bir Hayalin Peşinde
Asya Yolları, Himalayalar ve Ötesi
Yeryüzü Güncesi
Vatan Lafla Değil Eylemle Sevilir
'Kendi Everest'inize Tırmanın' ile ilgili yorumlar:
  • Kitap hayatta tırmanacağınız veya tırmanmaya niyet edip de yılgınlığa uğradığınız kendi Everest'inize tırmanmanıza bir rehber niteliğinde adeta. Nasuh Mahruki kitapta olağanüstü anlatım dili ile insana müthiş bir motivasyon aşılıyor. Kitabı, hayatın her alanında kendi Everest'inize tırmanmakta zorlandığınız anda tekrar tekrar okuyabileceğiniz, danışabileceğiniz bir rehber gibi yanınızda taşımanızı tavsiye ediyorum. teşekkürler Nasuh Mahruki..

  • Yüzlerce kitap okudum. Beni bu kadar zirveye çıkaran, gerçek başarı ve mutluluğun anahtarını bu kadar harika ankatan başka bir kaynağa rastlamadım. Bu kitaptan yüzlerce alıp çevremdeki herkese hediye etmek istiyorum. Yüreğine ve eline sağlık.

  • Yaşanmışlıkla yoğrulmuş ve daha da güzel başarılara imza atılacağının habercisi olan bir kitap. herkes kendinden bir parça mutlaka bulacak. Okunup, anlanılması gereken bir değer. Teşekkürler...

Yazı: Hülya Meral

NARÇEKİRDEKLERİ ile yeni bir başlangıç






Sevgili dostlar,

Uzun zamandır oluşturmayı planladığım, gezmeyi, eğlenmeyi, keşfetmeyi ve paylaşmayı sevenlerin buluşma noktası olacağını umduğum narçekirdekleri ile aklınıza gelebilecek pekçok şeyi bu ortamda toparlamayı umud ediyorum.
Seyahatten, spora, kültür sanattan güncel olaylara, modadan, teknolojiye, internete kadar aradığınız pek çok şey bu blogta uzunca zamanlar geçirmenize olanak sağlayacak. Sağlam fikrim var diyenleri, bunu ıskalama sakın diyeceğiniz konuları, (yediğiniz içtiğiniz sizin olsun) gezdiğiniz ülkeleri, şehirleri, keşfettiğiniz eğlence mekanlarını, restaurantları, modadaki son trendleri siz de benimle paylaşmayı unutmayın. Gelin birlikte narçekirdekleri gibi paylaştıkça çoğalalım.

Hülya Meral