Bir arkadaşımın anlata
anlata bitiremediği lezzetleri denemek ve mekanı test etmek için soluğu
Tatlı Huzur’da aldım. Kendisiyle gidemedim ama bundan sonra nasılsa sık sık bu
mekandayım, her daim uğrak noktam olacak.
Tatlı Huzur'un lokasyonu oldukça kolay.
Bağdat Caddesi Kadıköy yönünden gelirken Fenerbahçe Marina’ya sapmadan biraz
daha düz ilerlediğinizde sağda Yelken Sokak’ın başında çıkıyor karşınıza. Yol
Kalamış Marina’ya iniyor. İsterseniz arabayı sahile park edip 50 metre yürüyerek
de ulaşabilirsiniz.
Adı kadar huzurlu,
minimalist zevkle dekore edilmiş, oturdukça daha çok zaman geçirmek
isteyeceğiniz, gülenyüzlü bir mekan.
Bir kere her yer bembeyaz ve gözü yormayan
pastel pembe, mavi, yeşil tonlarında ve bazı noktalarda ahşap masa, koltuk ve
aksesuarlar kullanılmış. Hani o kadar ki masaya bal döktüğünüzde ya da lavabosunda
elinizi kurularken yere su sıçrattığınızda silme ihtiyacı hissedeceğiniz bir
havası var.
Yeni servis açarken masanızı sildiklerinde bile içinize bahar
havası çekiyor gibi hissediyorsunuz, mis gibi kokuyor. Ben bu koltuğu, fincanı,
tabağı çok beğendim derseniz aynısından satın almanız da mümkün.
Benim için haftasonları
ve kahvaltı çok önemli. İşyerinde hızlı tükettiğimiz, alışılageldik
lezzetlerden uzak, zamana yayılan ve keyfe dönüşmüş kahvaltıları seviyorum. Bu
sebeple Tatlı Huzur’un pastalarından ve çokça dillendirilen hamurişlerinden
önce kahvaltısını denemek istedim. Daha doğrusu brunch’ını demeliyim çünkü bu
mekanda kahvaltı 10.30-11.00 gibi başlıyor. İsterseniz erken gidip gazeteleri
karıştırırken veya kitabınızı okurken Amy
Winehouse, Adele, Yasmin Levy’nin soft şarkıları da size eşlik edebiliyor.
Kahvaltıda yenebilecek her
şey burada da mevcut. Farklı olan, size kendinizi evinizdeymiş gibi
hissettirmeleri ve her noktanın tatlı ve sevimli detaylarla, belli bir
estetikle donatılmış olması. Unutmadan çay sınırsız. Çaylar çok şık olduğunu
düşündüğüm victorian tarz fincanlarda geliyor.
İtiraf ediyorum en çok
fırından yeni çıkmış dereotlu poğaçasına bayıldım. Şimdiye kadar yediğim en
güzel dereotlu hamurişiydi. Kimi pastane dengeyi tutturamaz, bu tam istediğim
gibiydi.
Brunch’ı biraz
abarttık. Baya baya öğleden sonra oldu. Tatlı Huzur’u taaa Ankaralardan görmeye
gelen 2 ayrı aile de vardı. Arka masamızdaki Yağız’ın ‘ah arı, ben tatlıyım ya
sokabilir şimdi beni’ cümleleriyle tanıdık kendisiniJ
Annesi (sanıyorum twitterdan duymuş Tatlı Huzur’u) ve babasıyla gelmişti.
Türk kahvesi olmadan
şurdan şuraya gitmem diyenlerdenseniz buyrun buradan..Fincanların ve sunumun narinliğine
bakın.
Ve arkasından ‘Tatlı
Huzur’a gelip de tatlı bir şey yemeden gitmek olmaz’ diyerek ikram edilen
çilekli tartoletlerimiz..
Tatlı Huzur’dan bir
tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan şarkısını mırıldanarak çıkıyoruz.
Hatırlatmakta fayda
var. Mekan 2012 Haziran’ında açılmış. Dil, felsefe, tiyatro ve tarih ile ilgili
sohbet tadında pek çok eğitim olacakmış. Zaman zaman da kitap okuma günleri
düzenliyorlar. Doğumgünü kutlamak için veya anneler-babalar günü için de ideal
bir mekan. Ayrıntılar için tatlihuzur.com adresinden faydalanabilirsiniz.
Şimdiden bol keyifler…
Yazı ve Fotoğraflar: Hülya Meral
Soru, görüş ve yorumlarınız için lütfen bana yazın..