tour etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tour etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Boğaz'ın En Şık Elbisesi: ERGUVAN

Çalıştığım gazeteye ulaşmak için bu trafikte araba kullanmak çılgınlıktı. Dolayısıyla şirketin her semtten kalkan servisini değerlendirip sabahları, perdeyi çekip uyuyarak akşamları adım adım ilerleyen köprü trafiğinin stresini azaltmak için gazete, dergi, kitap okuyarak, radyo dinleyip bulmaca çözerek bazen diğer çalışanlarla sohbet ederek evime ulaşmaya çalışıyordum.

Bir makalede, İstanbul'da yaşayan ve Boğaz'ı görmeden tüm yılını geçiren 1 milyon kişi olduğunu, bu kişilerden büyük bir yüzdenin de yıllardır İstanbul'da ikamet etmelerine rağmen Boğaz'ı henüz hiç görmediklerine değiniyordu.


Bir an her gün zorunlu olarak geçtiğim Boğaz'ı en son ne zaman 'gördüğümü' düşündüm. Epey uzun bir zaman olmuştu. Çünkü üzerinden geçerken yarıuyanık bir şekilde sabah yarım kalan uykumu almaya çalışıyor olurdum ve güneşin doğuşuyla nefes kesen görüntüye kavuşan altımdaki mavi halıyı hiç görmezdim. Sabahları uyumamaya karar verdim..


Bu aşağı yukarı bahar zamanıydı ve baharın müjdecisi Erguvan ağacı yavaş yavaş tomurcuklarını patlatıp o şahane fuşya rengini doğaya sergilemeye hazırlanıyordu, Nisan'ın son ikinci haftası başlayıp Mayıs'ın son iki haftasına kadar sürecek Erguvan Zamanı'nı her yıl istemsizce nasıl da kaçırdığıma uzun süre hayıflanacaktım. Ne yazık ki ömrü kısa, sadece bir ay bu baktıkça ömrü uzatan ağacın.



Erguvan, Ingilizcede Judas Tree yani Yahuda ağacı demek. Yıllarca Bizans'ın sembol ağacı olmuş aynı zamanda. Osmanlı'da da sık sık kullanılmış erguvan, hasbahçeleri süslemiş, sofraların dizaynına renk katmış. 

Kışın don olunca erguvanları çelikleyip baharda uyanmasını bekleyen Erguvan Dostları içten içe telaşlanır. Çünkü erguvan dondan hemen etkilenir. Tohumla veya çelikle çoğalması sağlanan erguvan tohumları 2-3 dakika sıcak suda ve 24 saat ılık suda bırakıldıktan sonra ilkbaharda ekiliyor. Çelikle üretim Temmuz-Ağustos aylarında alınan yarı odunsu çeliklerle yapılıyor. Bu dönemi özenle takip edenler iyi ki varlar ve İstanbul'un her yerine bu enerjiyi saçıyorlar.

Elbette İstanbul dışında Güney Avrupa'da da çokça görülüyor erguvan ama boğazın mavisi ve yeşiliyle, her gün ışık saçan güneşiyle biraraya gelince bakmaya doyulmaz bir görüntü oluşturuyor, fotoğraf karelerine müthiş renk katıyor. 



Bir ay önce her yer sarı mimozalarda donanmıştı, şimdi sıra erguvanda, mayıs ortalarında da en güzel halleriyle 'lale devri'ni yaşayacağız. Lale ile ilgili bir yazıyı daha önce paylaşmıştım. ( http://narcekirdekleri.blogspot.com.tr/2012/04/ronesans-cicegi-lale.html )

Ömrü kısa erguvanları izlemek için haftasonunu beklemeyin, akşam iş çıkışında bile bir yerde oturup kahvenizi içerken seyrine dalabilirsiniz, keza havalar buna oldukça müsait.

Keyif dolu bir bahar dilerim.

Hülya Meral

ÇİN'İN TERRACOTA ASKERLERİ TOPKAPI SARAYI'NDA

 İstanbul'daysanız ve hala görmediyseniz Topkapı Sarayı Müzesi'nde Çin'den ödünç alınan eserlerin sergilendiği Çin Hazineleri Sergisi bir haftasonu etkinliği olarak ajandanızda yerini almalı.


Başta Yasak Şehir Müzesi, Shanghai Müzesi ve Qin Shihuang Müzesi olmak üzere Çin’in 11 Müzesinden seçilen 101 eserin sergilendiği "Çin Hazineleri" sergisi "2012 Türkiye’de Çin Kültür Yılı" etkinlikleri kapsamında düzenlenmiş.
 

Sergi'nin Çin’den ödünç alınan eserlerden oluşan ilk sergi olması, Dünyanın 8. harikası olarak değerlendirilen ve aynı zamanda Unesco’nun dünya kültür mirasları listesine alınan yeraltı ordusundan örnekleri sergilemesi sebebi ile özel bir yeri var. Dünyada eşi olmayan TerraCota askerlerini ve normalde Çin dışına çıkarılmayan TerraCota atını görmek için güzel bir fırsat.
 
20 Şubat 2013’e kadar Topkapı Sarayı Müzesi’nin 2. Avlusunda yer alan Has Ahırlar Sergi salonunda sanatseverleri ağırlayacak olan bu değerli sergiyi kaçırmamanızı öneririm.

Hülya Meral 
Facebook: Hülya'nın Valizi