Central Park..
Dünyanın en büyük
parkı. Sonbaharda altın sarısı kurumuş
yapraklarla ayrı, baharda yeşilin her tonunu üzerine giyinerek ayrı bir havaya
bürününen, Amerikan filmlerinden fazlasıyla aşina olduğumuz dünyaca ünlü
gezinti noktası.
5. Bulvardan 8. Bulvara
kadar uzanan 3400 dönümlük bu alanda her gün sporunu yapan, köpeğini gezdiren,
kitabını okuyan, dergisini karıştıran, güneşlenen, frisby oynayan ve faytonla
parkın çevresinde gezinen yüzlerce insan görebilirsiniz. Hatta yıllık yerli
ziyaretçi sayısının 20 milyon olduğu söyleniyor..
700
gr altına Kızılderililer’den alınan Manhattan Adası
Parkın bu halini
görünce 1850’li yıllarda belediye tarafından satın alınıp halkın kullanımına
açılan bu alanda koyunların otladığına inanamıyorsunuz. Ve hatta doğudan batıya 12 bulvarı , güneyden
kuzeye 200 sokağı olan New York şehri’ne
nefes aldıran Central Park’ın yanı sıra Manhattan Adası’nın 1626’da
Hollandalı işgalciler tarafından o zamanki sahipleri Kızılderili Vapinger
konfederasyonundan bu bölgeyi 700 gr altın karşılığında aldığını
öğrenince şaşkınlığınız daha da artıyor. Önce Hollandalıların sonra
Anglosaksonların eline geçen şehir şimdi Amerikan filmlerinin ulaştığı her evin
hayali..
Bırakalım New York’u
Manhattan’ın tarihini uzmanlarına, benim size asıl bahsetmek istediğim Central
Park çevresi’nde dolanan, İstanbulluların görüntü anlamında Büyükada’dan aşina
olduğu faytonlar. En son bu faytonlardan biri Cadde üzerindeki kornalardan
etkilenen atın, heyheylenip (Türk) sürücüsünü yere atmasıyla haberlere konu
olmuştu.
Sektörün
sahipleri %80 İrlandalı, geri kalanı İtalyan, Sürücüleri Türk
Çevresini faytonla 1,5 saatte kat edebildiğiniz
Central Park’ta fayton sektörünün sahipleri %80 İrlandalı, geri kalanı İtalyan.
Sürücüleri çoğunlukla Türk olan ve sadece parkın çevresinde tur atmakla görevli
faytonların plaka fiyatı bugün 600 bin dolar. 200 at var, 68 de fayton plakası.
Atlar mutlaka dinlendirilerek çalıştırılıyor ve atların sağlık kontrolü ahırlara
New York belediyesinin sağlık departmanından gelen ekip tarafından yapılıyor.
Fayton kullanmak zevkli
ve kolay gibi görünse de işin aslı öyle değil. Öğrenimlerini devam ettiren çoğunluğu
master yapan Türk gençler partime olarak yürüttükleri iş için ‘Yeterli
İngilizceniz yoksa sertifika alamıyorsunuz. 3 farklı sınavdan geçmek zorundasınız.
Yazılı, sözlü sınav ve veteriner tarafından yapılan ayrı bir sınav var.’ diyor. Bu yeterliliklerin yanı sıra resmi
kurallara da uymak zorundasınız.
Al Pacino parka gelip bankta
oturabiliyor. İkizleri küçükken sık sık fayton turuna da gelirmiş. Robert De
Nero keza yine öyle. Faytonla turlarken parkın çevresinde oturan ünlülerden
bahseden fayton sürücüleri, Beatles topluluğunun üyesi John Lennon’un cinayete
kurban gittiği Dakota Apartmanı’nı, Hayalet Avcıları’nın çekildiği çift kuleli
binayı ve daha pek çoğunu kısa hikayelerini anlatarak dolaştırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder